Olimpiyat denince aklıma pek çok şey gelir. Tutku, azim, güç, başarı, zafer, hedef, kendini aşma, liderlik, heyecan, takım, sevinç, umut, motivasyon, estetik… Bakmasını ve görmesini bilene bir çok hikaye ve mesaj vardır müsabakalarda.
Sporcuların stilleri ve duruşlarıyla adlarından söz ettirirler ve farklılaşırlar. Tıpkı sporcuların olduğu gibi branşların da mesajları, hikayeleri ve stilleri vardır. Estetikte stilin içinde yer alır ve sanatın içinde estetik olduğu gibi, spor da estetik vardır.
Bazı dallar müsabakaları vardır ki estetik, tutku, güç, zafer, sevinç hepsini birlirlikte sunar.
İşte Rüzgar’ca spor dallarının stilleri ve estetik:
Ritmik Jimnastik tek kelimeyle en estetik ve aynı zamanda zarif olanı.
Onu sırasıyla Artistik Jimnastik ve Senkronize Yüzme sonrasında Dalış, Eskrim, Yüksek Atlama ve Yüzme takip ediyor.
Yüzme, Koşu buram buram tutku, azim ve güç, kendini aşma, zafer kokuyor ve her üçüde de kendi stilllerinde estetiği fazlasıyle ve çok güzel yanısıtıyor.
Olimpiyatlarda daha pek çok branş var elbette ve her birinin de bir stili. Oyunlar, yarışlar ve karşılaşmalar “Başarabilirim” duygusu ile insanı harekete geçirir, kendinin daha da iyi versiyonu olmasını sağlar ve emekleri zafere dolayısı ile sevince ve özgüvene çevirir. O yüzden olimpiyatlar tutku , azim, emek ve zafer demektir. Hani hep derim ya stil sadece kılık kıyafetle olmaz diye, stil ruhun dışa yansımasıdır diye sporda da bunu çok net bir şekilde kendince, kendi stilince ve tüm estetiği ile ortaya koyar.